Yazlık bir
sitede kışın da oturmaya devam etmenin bazı avantajları da var. Hele Akdeniz
veya Ege bölgesindeyseniz ve çoğu meyve ve zeytinler sonbahar sonu veya kışın
olgunlaşıyorsa, tüm meyvelerden en çok yararlananlar kışın sitede kalmaya devam edenler oluyor. İşte ben
de onlardan biriyim. Sitenin bahçesi zeytin, nar, incir, limon, portakal,
mandalina, yaban mersini, dut, keçiboynuzu, ayva, elma, asma, turunç vb. meyve
ağaçlarıyla dolu. Ekim ayından sonra pek kimse kalmadığından bu ağaçların
meyveleri toplanmadan çürüyor.
Bu yıl
tüm meyvelerden olabildiğince yararlanmaya karar verdim. Asma yapraklarını
salamura yaptım. Ayva, portakal ve turunçtan reçel yapıp hem kendim yedim hem de
tanıdıklarıma dağıttım. Bir yıl yetecek kadar kahvaltılık yeşil ve siyah zeytin
hazırladım. Ama yine de tüm meyveleri tüketmek zor. Özellikle nar, portakal,
mandalina, turunç meyve suyu bile yapsam bitecek gibi değil. Ne yazık ki meyve
suyunu uzun süreli saklayamıyorum. Ben de meyve şarabı ve likör yapmaya karar
verdim. Önce nar liköründen başladım. Sonuç harika oldu. İnternetteki bir
blogtan bulduğum tarifi biraz değiştirerek kullandım. Benim tarifim:
3 lt lik bir
kavanoz
3 su bardağı
şeker
500 ml etil
alkol ( Migros’ta evsel/tarımsal amaçlı diye satılıyor.)
3-4 tane
kabuk tarçın
10-15 tane
karanfil
Bahçeden
toplayıp yıkadığım narların her birini kabuklarını soymadan dört parçaya bölüp kavanozun yarısına kadar doldurdum. Tarçın, karanfil, şekerin yarısını ve
alkolü koyduktan sonra biraz da ayıklanmış nar tanelerini koyup kalan şekeri
ilave ettim ve kavanozu ağzına kadar suyla doldurup ağzını kapattım.
Karanlık
bir yerde 25 gün beklettim ve gün aşırı kavanozu salladım ki şeker içinde iyice
erisin. 25 gün sonra kavanozdakileri önce süzgeçten geçirdim. Sonra likörü
şişeye alırken huninin içine 3-4 kat yaptığım tülbent bezini( eski bir penye de
olabilir) koyup bir kez daha süzdüm. Böylece likörüm içilmeye hazır oldu.
İlk denemem
de tüm narları kabuklarıyla kullandığım için acı bir tat elde etmiştim. Gerçi
bir süre sonra o tada alışınca çok hoşumuza gitmişti. Tarçını da fazla
kullandığım için tarçın tadı da baskındı. Ancak 2. Denemem yukarıdaki tarifimdeki gibiydi ve çok daha mükemmel oldu.
Aynı tarifi
mandalina ve portakal liköründe de denedim. Onlarda harika oldu. Hem kendimiz tüketiyoruz
hem de misafirlerimize ikram ediyoruz. Üstelik çok ucuza harika likörler elde
etmiş olduk.
Bahçedeki meyveler bitecek gibi değil,
kalanıyla da meyve şarabı yapmayı
deneyeceğim. Şarabın nasıl olduğunu da artık bir sonraki yazımda anlatırım.